Çıkmadan duşunu
al. Hava sıcak bir şey olmaz. "Olur mu hiç, sabahın köründe, sokak
lambaları hala yanıyor, ısınmamıştır" o kadar mı yorgundu sevişmemiz.
Bakmadı. Saçlarının kuruması uzun sürecekti. Eteği beline bol geliyordu.
"Hamile olursan tam olur"
dediğimde bakmadı. Sabahları suratsızdı. Çıktı.
Dolaptaki çeri
domatesten yedim, başka bir şey kalmamıştı, kahve makinasını kapatmıştı,
bardaktaki soğuk kahvenin etkisiyle ayılmıştım. Bütün bunlar uyanmadan olmuştu.
Ne de
mutluydu. Ya da mutlu gibiydi tüm bunlar yaşanırken. Yağan yağmura küfretmiştir
şimdi. Daha dün yıkatmıştı. Yolu da uzak, ama trafiği yok. Aslında var ama az,
hemen sağdan ayrılıyor zaten. Bitti bak işte şimdi işte. Artık kahve almıyor,
evden termosuna koyup getiriyor, bu yüzden hem ekonomi yapıyor hem işletme.
"Bunlar başka şeyler”di. Masasına
oturunca uyanmıştı, belki ofistekilere günün ilk gülümsemesini gösteriyordu.
Gamzeleri çıkmıştı. Belki gözlük takmıştı yoldayken. Lensleri yolda çıkaramaz
lavaboda değiştirebilirdi. Ha birde ayakkabısını değiştirecek. Ofisine gitsem
tanır mıydım?
İşte bütün
bunlar olurken bilmem kaçıncı çeri domateste artık gitmem gerektiğini anladım.
Sıcaktı işte. Gece yapan yağmurdan eser yoktu. Of üstadım sıcak değil de nem
var ya o nem.