Wednesday, June 13, 2018

Geç gece anlıkları

Karanlık, yeniden.

Yaz demek çoğu şehir sakinleri için aydınlık demekse benim için karanlıktır, gecedir. 

Sokak ışıkları yansa da bildiğim sabahın uzak geleceğidir. Yaz uykusu keyifsizdir. Susuz uyanmak ve su içtikten sonra tekrar uykuya dalmak zordur. Hele dalga sesini duyacak kadar yakınken denize, uyumak zordur.

Telefonun çalmak istemeyişiyle uyanışlarım iyice zorlanacak. Rüyanın gerçeklikle ayrıt edilmesinin en zor olduğu anlarda, kendimi avutacağım kendimi seninle olduğuma. Yüzünde ufak bir tebessümle uyumaya devam ederken O, gecenin bitmeyişlerini farkedeceğim ter kokan tişörtüm ıslakken. İşte bitmemiş olacak. Amfinin sesini biraz daha açmaktan korkacağım, burası benim evim değil, burası benim gecem değil, bu benim beklentim değil.

Saçlarını hatırlamaya çalışacağım, dokunacağım, kısa gelecek. “Karanlıktandır” diyeceğim, “yastıktandır” diyeceğim. Gülümsemeye devam edecek. Sesi açamayacağım, mırıldanmakla yetineceğim. Uyanmayacak, sabah olmayacak.

Son kalan kahveyi demlemeyi ihmal etmeyeceğim. Şehir merkezinin yokuşlarını çıkmayı esirgemeyeceğim. Dünyayı tersine çevirmeyeceğim ve onu öyle kabul edip sevmemeyi deneyeceğim.

O sessizce uyurken, gece bitmeyecek ben ayaktayken. Tüm zamanların en güzel uykusu olacak işte ben tüm zamanları durdurduğum için. Ayakkabılarım giyilmeyi beklerken gün ışığı korkusuyla ona bir daha bakacağım. Koklayacağım. Kokusu olmasa belki sabah olurdu?

Oldu. Sabah olduğunda yalnız bir kumrunun gagasıyla vurduğu camda belirdim. 


No comments:

Post a Comment