Monday, February 18, 2013

Eski-2

Kolay unutulmayacağına göre yazmak zor olmasa gerek.

----

Bu yorgun şehre neden gelmiştim? Sokaklarında önüme bakmadan yürüyemediğim, denizin -şanslıysak- güzel kokusunu hissetmek için sahile kadar yürümek zorunda kaldığım, denizi görmeyen sokakları Ankara'dan beter bu şehir bana bile kendimi genç hissettiriyordu. Nadiren yanan sokak lambalarının aydınlatmadığı köşelerde bekleyen şarapçılar en fazla iki kez "bir iki lira" istiyordu, onlar bile yorgundu.

Seni aramak için geleli tam dört hafta oldu. Nüfus müdürlüğü hala İstanbulda olduğunu iddia etti, muhtarlara sordum bilmiyorlardı. Kaldığım köhne, girip çıkanlardan anladığım kadarı ile fuhuş yuvası olan otelin üç kuruşluk gecelik ücreti bile beni yormaya başladı. kimi zaman aynı sokaklardan geçerken bu şehrin yerlisi olmaya başladım bir kaç kez.

Dün yine böyle senin nerede olabileceğini düşünürken sert rüzgara dayanamayıp rıhtımda banka oturdum. Bir kaç kerestesi kırılmış bank pek de rahat sayılmazdı. Yine de sert lodosun rıhtıma çarptığı dalgalar ister istemez seninle Kabataş'ta oturup hiç bir kelime etmeden sadece karşıya baktığımız günü hatırlattı.

Soğuk rüzgar yüzümüze çarparken ve kısa saçlarını az da olsa dalgalandırırken seni defalarca kırdığımda olduğu gibi gözyaşların yavaş yavaş süzülüyordu. Karanlık bulutlar muhteşem bir son bekler gibi henüz bırakmamıştı yağmurlarını, senin kelimelerin bekleniyordu.

"Kadınlar için gözyaşı kolaydır, aldanma" demişti bir dostum. Ama her seferinde aldandım aldandığımdan emin olamayarak.

"Gitme vakti geldi" dedin ve ayrıldık. Evine gidiyorsun, bir iki gün sonra tekrar görüşeğiz zannetmiştim. Asla batmayan gemilerin batmasından da büyük felaketmiş.

Sabah ne yediğini hatırlamayan bu adamın senin nefes alışını unutmaması, yumurtayı hala az pişmiş şekilde yapması sana birşey ifade etmeyebilir, nitekim gittin ve şimdi ben buna bir son vermek, geri dönmesen bile nedenini anlamak için seni arıyorum. Senin izlerinin beni sürüklediği güneşi bol olsa da sokakları tozlu ve karanlık bu şehrin  yorgunluğunda arıyorum seni.

.....

No comments:

Post a Comment