Wednesday, January 1, 2014

Yeni Yıl

Geçen seneki yılbaşı eğlencemiz gibiydi. Yine beraberdik ama bu sefer daha bir yalnızdık sanki. yine peynir ve şarap yapıyorduk, küflü peynir, isli peynir ve hatıralarla marine edilmiş ben.

Ne hedefin var diye sorduğumda, yeni yıl için, cevap veremedin. Kafanda başka şeyler olduğu için değil, gerçekten o kadar dünyevi meselelere dalmıştın ki, yaşamın devam ettiğini, yalnızlıkla kavrulacağın bir yeni yıla girdiğini, başka bir deyişle biraz daha yaşlandığını hatırlamadın. Ben sana hatırlatamadım.

Oysa ben sana bir çok şeyi hatırlatmadım mı? Hala bir kadın olduğunu her dokunuşumda hissetmedin mi? Dünyaları yıkacak kadar sevgim olmasına rağmen, bütün bu olanların sonucunda benim kalbimin ne kadar ürkekleştiğini, istenmediği yerde değil durmak, o istenilmeyen yere sevgisini dile getiremeyeceğini anlamadın mı?

Ve sen yine aynı konularda kısır döngülerdeyken, ben senin en çok istediğin ilişkiyi, bağlılıksız sevgiyi sunarken, sen ne hissettin? Her sevişmede yaşlanmadın mı?

Her neyse, yeni yıl geldi böyle bir sabahta. Dünyanın en huzurlu uykusunu uyusak da dün gece, ne ben kirli çoraplarımı burada bırakırım, ne de sen böyle bir şeyi istersin.Çünkü ben buzlu camın arkasındaki adamım, beklediğin adama benzeyen ama o olmayan.

Ve buzlu camın arkasındaki adamım,
işte şimdi içeri girmek için bir sebep görmüyorum.
Girsem içerisi soğuk,
Güzel yatağının kırışıksız nevresimi,
Ve sıcak bedenin,
Beni ısıtamıyor.

Ama yine de buzlu camın arkasındaki adamım ya ben, gitmiyorum başka sokaklara başka evlere. Başka Ankara kadınları nedense sana benzemiyor. Yok hayır, boyları kısa demiyorum ama "bir şeyleri eksik".

Yeni yıla girdik. takvimler değişti, yıllar değişti, mevsimleri söylemiyorum.

Sen değişmedin.

No comments:

Post a Comment