Wednesday, April 23, 2014

Ufaklık

Yumuşaktı yanakları. Belki de en çok yanaklarını öpmeyi severdim. Aynı davaların peşindeydik. O biraz daha düzene uyardı. Biraz daha çalışırdı, ben onun yüksek katlı binasında beklerken.

Şimdi Ben Moskova'da verdiğim sözü onunla başaramadım.
Çocuğumun adını Nazım koyamadım.
Şimdi O, bilmem kaçıncı katta çalışıyor,
Yekpare gökdelenlerde, cam kaplı.

Zaman ilerledi, yol yarılandı.
Ben Şarkışla'dan geçtiğimde,
Gemerek'teki iti de, hatırladım,
Olmayacak geleceğimizi
Ve yarım kalan bebek Nazım'ı.

Biz aynı havayı soluduk,
Aynı çimlerde devrim şarkıları söyledik,
Başkaları ile kol kola olsak da.
Şimdi sen yukarda, gökdelende,
Ben ise bir metro hattında, senden uzakta.
Aklına geliyorum, yaşlandın.
Her soğuk gecede, ufak bir eksiklik,
ismim yedi harfli, telefonum biraz daha uzun,
kalbinin anahtarı yok.
Ne sende ne de bende.
YOK.

(imlalar sonra düzeltilecektir)

No comments:

Post a Comment