Thursday, July 11, 2013

Yenmek

"Kanseri yenmiş birisisin, bunu mu atlatamayacaksın" dedim. Güldü. Son günlerde onu motive etmek için çok kullanıyordum.

"Evet yahu, kanseri yenmek düşünsene, tıpkı maratonu bitirmek gibi" dedi. Ciddi miydi yoksa laf mı atıyordu anlamadım. Gülümsediğini farkettim. Aradaki binlerce kilometreden olsa gerek, sesi bir iki saniye geç geliyordu yaptığımız konuşmada.

"Son metrelerde seni düşündüm" dedim. "İlk metrelerde kimi düşündün?" diye sordu. "Dostoyevski'yi" dedim. Yine gülümsedi. Gülümsemişti ve ben saniyeler sonra duyuyordum ve ona eşlik ediyordum. "Sonra Pushkin'i ve onun heykellerini, ve sonra güzel Neva'yı, fastfood dondurması şeklindeki kubbeleri olan katedralleri, bu şehirde caz yapan müzisyenleri, yüzüne baktığımda gülümseyen sarı tenli kızları, troleybüs şoförlerini ve kondüktörlerini ve onların sürekli telden ayrılan boynuzlarını düşündüm".


No comments:

Post a Comment