Wednesday, October 2, 2013

İstanbul'da yağmur


Sonunda  yağmur yağdı bugün.

Pus çöktü tüm İstanbulun üzerine. Ben evden çıkmak için bahane bulmuş oldum. 

Hava kararmıştı, yanabilen bazı sokak lambaları titriyordu, ya da ben öyle görüyordum, görmek istediğimden.

Şehir korkuyordu yağmurdan, kapalı mekanlar avmler taşıyordu, sokaklarda şemsiye satıcıları vardı. Taksiler hep doluydu.

Ben, seninle yürüdüğümüz yollardan geçerek geldim buraya. Akşam yemeğini yediğimiz dürümcüden başladım. Tehikeli bir çift olabileceğimizi ispatlayan tantuniciden de geçtim, içeri bakmadım kırmızı seni daha da hatırlatacağı için.

Daha sonra buraya geldim. Beni bulmak isteyen tüm eski sevgililerimin aklına gelecek ilk yere. Masaların yerini yine değiştirmişler. Henüz daha var grubun çıkmasına. Zaten hep gecikirler biliyorsun. Bir kaç kez sinir olup geri döndüğümü bilirim onca yolu.

Şimdi sen uykudasındır belki yağmurun buradan çok daha fazla yağdığı kentte. Sokaklarda şemsiye satılmayan, insanların zaten şemsiyesiz dolaşmadığı şehirdesin. Buraları ve beni özlüyorsun ama dönemiyorsun. Dönemezsin. 

No comments:

Post a Comment